Tövbe, bilerek veya bilmeyerek, açıktan veya gizlice işlenmiş günahlardan, hatalardan ve kusurlardan pişmanlık duymak, onları bir daha yapmamaya kesin karar vermek ve yeniden aynı günahlara düşmemek için çaba göstermektir. Tövbe; kulun işlediği küçük veya büyük günahlardan, yüce Allah’a karşı pişmanlık duyup da onları tekrar işlemeyeceğine dâir azm edip içinden söz vermesidir. Tövbe, Allah’tan özür dilemek, hatalardan dönüp Allah’a yönelmektir, işlenen suç, kabahat ve kusurlardan dolayı Allah’tan utanarak bağışlanmak için samimiyetle yalvarmaktır.
İnsan günah işleyebilen bir varlıktır. Her insan günah işler. Önemli olan günahlarda ısrar etmemektir. Müslümanlar tevbe halini sürdürmelidirler. Kur’an-ı Kerim’de tevbe hakkında şöyle buyurulur: “Ey iman edenler, hepiniz toptan Allah’a tevbe ediniz, umulur ki felah bulursunuz.” (Nur: 24/31)
Tövbenin kabul olma şartları
Allah Hakkı ile İlgili Günahlar
Allah hakkı ile ilgili günahlardan tevbe etmenin üç şartı vardır;
1- O günahı işlediğine pişmanlık duymak: İnsan vicdanında, işlenen günahın bir kötülük olduğu ve kul ile Allah arasında bağlantıyı zedelediğine karar verildiğinde, bir huzursuzluk ve pişmanlık başlayacaktır. Günah işleyen kul, tövbe kapısına; günahlarını itiraf ederek, bu günahların verdiği huzursuzluk ve pişmanlıkla silkinmiş, uyanık bir kalp ve gönülle gelecektir. Sözü edilen huzursuzluk, şahsı tevbe etmeye iten bir etkendir.
Pişmanlık Tevbenin ilk şartıdır. Nitekim Allah Resulü, önemine binaen, “tevbe pişmanlıktır” (İbni Mace, Züht 30; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/376, 423) buyurmuştur. Pişmanlık tövbenin kendisidir. Pişmanlık olmadan tevbe yapılamaz.
2- Tevbe edilen günahı kesinlikle terk etmek: Tövbe; yalnız bir kalp işi, bir ürperti, irkilme ve gözyaşı dökme şeklinde, soyut bir pişmanlık değildir. Yani tevbe, birtakım iç duygulardan ibaret değildir. Aksine tevbe, derunî duygular üzerine birtakım eylemlerin bina edildiği bir süreçtir. Örneğin, tevbe eden, Allah`ın yasakladığı günahı terk etmeli, imkân ölçüsünde emirlerini yerine getirmelidir. Tevbe ettiği günaha devam etmemelidir. Günahlarına tevbe ettiği halde, onları işlemeye devam eden kişi, kendisi ile tezada düşmüş demektir. Böyle bir tavır, pişmanlık olgusu ve günahı tekrar işlemeyeceğine dair sözü ile bağdaşmayacaktır. Hâlbuki şahsın, tevbe ettiği günahları hemen terk etmesi, pişmanlığının ve aynı günahı tekrar işlememedeki kararlılığının bir belirtisi olacaktır.
3- Tevbe edilen günaha kesinlikle dönmeme kararı: Geçmişteki günahlarından pişmanlık duyan şahsın, tevbe etmiş olması için, o günahı tekrar işlememeye kesin karar vermiş olması demektir. Pişmanlık ve tevbe edilen günaha dönmeme kararı, birer kalp işi olduğundan, bunları gerçek anlamıyla yalnız Allah bilebilecektir. Dolayısıyla kimin gerçek manada tevbe etmiş olacağı insanlar tarafından bilinemeyecektir. Tevbenin sıhhat bulması için, şahsın tevbe ettiği günaha tekrar dönmeyeceğine dair Allah`a söz vermesi gerekmektedir.
Kul Hakkı ile İlgili Günahlar
Kul hakkı ile ilgili günahlardan tevbe etmenin ise, yukarıda zikrettiğimiz üç şartla birlikte dördüncü bir şart daha vardır o da: üzerinde hakkı bulunan kulun hakkını ödemekle birlikte ondan helallik almaktır. Burada suçu gizleyerek tövbe etmeye çalışmak yetmez.
Fıkıh âlimleri, yenilen kul hakları, mal nev`inden ise, aşağıdaki ihtimallerle karşılaşılabilecektir.
1. Gasp edilen mal, eğer hala elde mevcut duruyor ve sahibi de biliniyorsa derhal geri verilmelidir. (Serahsi, El-Mebsut, IX, 176)
2. Çalınan mal, hırsızın elinde mevcut duruyor, ancak sahibi bilinmiyorsa, bu mal tesadduk edilerek zimmetten çıkarılır. (Aliyyülklkri, Şerhi Fıkhul-Ekber: s.415)
3. Bir şahısta önceki yıllara ait kul hakları var ve sahipleri de belli değilse, gasp edilen mallar kadar tesadduk eder, hayır-hasenat yapar. (Muhyeddin İbni Arabi, Fütuhat: XIII, 298.)
4. Suçlunun yediği bir mal, misli değil de; kıymeti belirlenebilen cinsten ise ve şahsın imkânı da varsa, o kıymeti sahibine vermelidir. Buna gücü yetmiyorsa, imkân bulduğunda vermeye niyet etmelidir. İmkân nispetinde, malı sahibine ulaştırmaya çalışıp da bunu başaramayanı Allah`ın affetmesi umulur.1717. (İbni Hacer El Askalaqni, XI, 106.)
5. Malında ne kadar haram bulunduğunu bilmeyen şahıs, zannı galibine göre, bir miktar ayırır ve onu önceki kul haklarını elinden çıkarma niyeti ile dağıtır. (Gazali, İhya, IV, 68, 69.)
İşte bu şekilde, günahkâr şahıs, utanarak Rabbinden bağışlanmasını ister ve zikrettiğimiz bu şartları yerine getirirse, Allah böyle tevbe eden kulunun tevbesini kabul ederek bağışlayacak ve ona azap etmekten hayâ edecektir.
İnşallah bu şartları yerine getiren kişinin tevbesi, Allah katında makbuldür. Kul bundan dolayı ümidini kırmamalı yese düşmemelidir. Ancak insan her zaman korku ile ümit arasında olmalı. Yani ne ibadetlerinin çokluğuyla güvenip övünmeli, ne de günahlarından ümitsizliğe düşmelidir. Ben çok iyiyim, bu kadar iş başardım demek ne kadar yanlışsa; ben bittim, Allah bir daha beni kabul etmez gibisinden karamsar tablo çizmek de o kadar yanlıştır ve tehlikelidir. Aslında en büyük ve çoğu insanın içine düştüğü yanlışlık, günah işleyip te daha sonra tevbe ederim düşüncesidir. İnsanları iki şey helâk eder. Biri, tevbe ederim düşüncesiyle günah işlemeye devam etmeleri. Diğeri de, sonra yaparım diye tövbeyi geciktirmemelidir.
Kulun günahları ne kadar çok olursa olsun, Allah`ın rahmeti ondan çok daha geniştir. “Allah`ın rahmeti onun gazabını geçmiştir.”
TÖVBE İLE İLGİLİ HABERLER
Tevbe nedir nasıl yapılır?
Zinakar kadının tevbesi ile ilgili hadis
Tevbe İle İlgili ayetler
Tevbe İle İlgili Hadisler
Tövbe nedir şartları nelerdir?
Tövbe Namazı Nedir?
Tövbe nedir, bununla günahlar giderilir mi?
Kurandan tövbe örnekleri
Tövbenin şartları nelerdir